Üç günde 35 ölü, yüzlerce yaralı var. 12 Eylül 1980’den tam
34 yıl sonra Türkiye’de 6 şehir ve 22 ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Sokağa çıkma yasağı bir sıkıyönetim uygulamasıdır.. 3 bin işyeri, 263 kamu
binası, 190 banka, 80 parti binası, 340 özel araç, 216 resmi araç, 30 özel yurt
ve dernek binası tahrip edildi, yakılıp yıkıldı…Atatürk büst ve heykelleri
yıkıldı, Türk bayrakları yakıldı!.
HDP’ye soruyor Başbakan: “ Başka niyetiniz varsa bilelim?”
HDP, İmralı’dakinin terörü kürtçülükten çıkarıp da batıdakilerin de oyunu
alalım diye kurdurduğu bir parti, öteki; BDP’de şimdilik ellerinin altında
bulunuyor. Tek bir parti var, O da PKK (Kürdistan İşçi Partisi) esas anaç tavuk
bu, ötekiler de bu tavuğun yumurtasından çıkmış civcivler.. Civcivler PKK’ya
legalite sağlıyor, hepsi bu…
Şu hale bakın!. İmralı’daki fetva veriyor: “Kobani düşerse
çözüm süreci biter.”, “15 Ekime kadar süre tanıyorum! Yoksa ben de bu işin
içinde yokum..” civciv de çağrı yapıyor: “
Sokağa çıkın.” Hükümettekiler konuşuyor: “ Çözüm sürecini
vandalizme kurban etmeyiz.”, “Marjinal gruplar yapıyor.”, “Arkalarında kaos
lobisi yatıyor.”, “İşin içinde paralel yapı var.” çaresizlik ve şoka girince
saçmalamak işte böyle olur..
Çözüm süreci diye, İmralı’dakinin kendini kurtarmak için
ortaya attığı mevcut hükümetin de bu zokayı damaktan yediği çıkmaz, ülkeyi her
geçen gün daha da derin karanlıklara çekmeye devam ediyor ve edecek de..
Olayları çıkaran ve kontrolü her geçen gün zorlaştıran
sebep: Çözüm süreci diye millete yutturulan bu zokadır. Bölgenin kırsalı terk
edildi, şehirler de milisler çoğaldı ve organize oldular. Olayları çıkaran da
sürdüren de dağdan gelen kadrolar ve şehirler de örgütlenmiş olan PKK’lı
milislerdir..
Türk milletinin ve onun bir mensubu olan Kürt
vatandaşlarımızın sağduyusu bu dönemde hayati öneme sahiptir.. Bu sap ve
samanın ayrılması için şarttır..
Ülkenin bu hale düşürülmesin de hükümetin yanında, holding
medyanın da çok büyük rolü vardır. Çözüm süreci diye kim oldukları belli
işbirlikçileri sürekli ekranlara çıkarıp kukumav gibi aynı şeyleri
tekrarlatarak, PKK’ya umut ve moral vermişler; şımartmışlardır..
Meclis ve meclis dışındaki partilere gelince, bunların
hallerini şu Anadolu türküsü en iyi şekilde anlatıyor: “Çayır çimen geze geze,
oldum ben bir geveze.”
Zaman geldiğin de ülkesi için bir şey yapmayan, öldüğün de
hiç yaşamamış sayılır. Şimdi tam vaktidir; HEPAR’a katılın…
TEK UMUT TEK YOL HEPAR
Osman Pamukoğlu